Evrim Aldatmacası
İnsan bedeni, bu açıdan bakıldığında, kendi içinde apayrı bir "alem", apayrı bir "şehir" gibidir. Bu şehrin içinde ulaşım yolları, binalar, fabrikalar, alt yapı sistemi, en üstün teknolojilerden daha üstün teknolojiye sahip cihazlar, kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde şuur gösteren, konusunda uzmanlaşmış elemanlar (hücreler, hormonlar, salgı bezleri), tam teçhizatlı askerler ve daha birçoğu mevcuttur. Üstelik bu "alem" yalnızca sizin bedeninizin içinde değildir. Çevrenizde gördüğünüz her insan, anneniz, babanız, kardeşiniz, dostlarınız, çalışma arkadaşlarınız, sokakta yanından geçtiğiniz insanlar, televizyonda izlediğiniz oyuncular kısacası yeryüzünde şu an yaşamakta olan milyarlarca insan, bu mucizevi "alem"e sahiptir.Bu küçük "alem" içinde gerçekleşen olayları düşünmek ve bu şekilde değerlendirmek son derece önemlidir. Çünkü bunu düşünmeye başlayan insan, büyük bir büyüden kurtulmada ilk adımı atmış olacaktır. endi bedeninde -örneğin kendi kalbinde- var olan sistemlerin mükemmelliğini bilen ve bu sistemin tasarımındaki aklı kavrayan bir insana"kalp tesadüfen bu özellikleri kazanmıştır" diyerek evrimci masallar anlatmak mümkün değildir artık.http://insanmucizesi.com
Hayvanlardan denizlerin derinliklerine kadar tüm varlıklarda ve olaylarda, son derece kompleks sistemler ve sayısız hassas dengeler vardır. Düşünen ve aklını kullanabilen herkes bu kompleks sistemleri ve hassas dengeleri, üstün bir güç ve akıl sahibi olan Yüce Allah'ın yarattığını görecektir.Bu bilince sahip olan insan, etrafında gördüğü her şeyde, kendisine Allah'ı tanıtacak sayısız delille karşılaşır.Bunların tümü birer "iman hakikati"dir. Yani, kişiyi imana götüren ve imanının artmasına vesile olan gerçekler, yaratılış mucizeleridir. Bu deliller üzerinde derin tefekkür eden her vicdanlı insan Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü açıkça görerek iman edecektir.
De ki: “Siz, Allah’ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar. (Fatır Suresi, 40)
http://hayvanlaralemi.net
Adnan Oktar'ın; Kuran ahlakı, Cennet, Cehennem, Şeytan, Kabir azabı, Dünya hayatının gerçeği, Cahiliye toplumu, Allah sevgisi, Allah korkusu konularındaki hikmetli anlatımlarını bulacaksınız. Müslümanın görevi, kuşkusuz Allah'ın vahyettiği üstün ahlakı en ince ayrıntısına kadar uygulamaktır. Bu İlahi ahlakı terk etmiş ve çarpık ahlak anlayışını benimsemiş olan sapkın ve ilkel kültürün etkisinden tam anlamıyla kurtulmak için, son derece hassas ve dikkatli olmak gerekir. Bu nedenle kişi kendini sürekli tartmalı, cahiliye ahlakından tam anlamıyla uzaklaşıp Kuran ahlakını uygulamak için büyük bir dikkat göstermelidir.
Adnan Oktar: Kuran'ın hikmeti önemlidir. Onun üstünde duracaksın. Yoksa istersen 10 dakikada çok sayıda ayet okuyabilirsin. Büyük bir süratle okuyabilirsin. Ama Kuran tertil üstüne ve düşünülerek, açılarak, hikmeti gittikçe çözülerek okunması gereken bir Kitap’tır.
İnsana yaratılış amacını bildiren, doğruyu yanlışı gösteren ve hayatın gerçek yönlerini açıklayan, yol göstericimiz Kuran-ı Kerim'dir. Çünkü Kuran'ı insanları yaratan, onların tek hakimi ve tek sahibi olan Allah indirmiştir. Dolayısıyla insanın bilmediklerini öğrenebilmesi ve içerisinde bulunduğu cahillikten kurtulup bilinçlenebilmesi de ancak Kuran'da ve Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetinde bildirilen din ahlakını tam olarak yaşamasıyla mümkündür. Bu önemli gerçeği göz ardı ederek din ahlakından uzak yaşayan kimseler ise "cahil" bir toplum oluştururlar. Fakat bu cahillik yaygın olarak kullanılan anlamından tamamen farklıdır. söz konusu olan cahillik, bu kimselerin Yaratıcımız olan Allah'ı tanımamaları, O'nun kudretini gereği gibi takdir edememeleri, O'nun kendilerinden neler beklediğini, Allah'ın hoşnut olacağı umulan ahlak ve kişilik yapısının nasıl olması gerektiğini bilmemelerinden kaynaklanan bir cahilliktir. Bu köklü cehalet onların yaşam tarzlarından kişilik yapılarına kadar hayatlarının her anında olumsuz etkilerini gösterir.
ADNAN OKTAR: Davası olmayan bir hareket mutlaka kaybeder, heyecanı olmayan, ideali olmayan, ülküsü olmayan her hareket kaybeder. PKK'nın bir ideali var, karşısında ne var. Sessizlik. Sessizlik olursa, Allah korusun kayıp olur. PKK'nın karşısındaki güç Türk İslam Birliğidir.Türk İslam Birliği dev bir idealdir, dev bir güçtür. PKK'nın karşısında bunun karşıtı bir güç olması lazım.Bir ideal varsa, batıl dahi olsa, insanları motive eder. İnsanlara heyecan verir. Mücadele azmi verir batıl da olsa. Batıl olmasına rağmen bu heyecan onları dağa çıkarıyor. Buna karşı bizim hak bir davamız var. Ama bunun milli bir devlet projesi olması, devlet siyaseti olması lazım. Gizli değil, açık ve aleni bir milli politika olması lazım. Tüm Türk aleminin, İslam aleminin birleşmesi ve Türkiye'nin öncülüğünde dev bir birlik olması lazım.
Bilindiği gibi bağnaz dininin en fazla gündeme getirdiği konuların başında kadınların kapanması gelir. Dinin pek çok hükmüne neredeyse hiçbir hassasiyet göstermeyen, temel ibadetleri dahi yerine getirmeyen ama sünnet -yani hadislerin uygulanması- konusunda oldukça titiz olduğunu iddia eden bir kısım kişilerin din ve iman anlayışı genellikle “başörtüsü=din” şeklindedir. Peki bu kişilerin dinin adeta yegane sembolü gibi gördükleri başörtüsü gerçekte Kuran’da var mıdır? Pek çok alim, başörtüsü ve örtünme konusuyla ilgili açıklamaları Kuran’dan edindiklerini söyler ve bazı ayetleri bu konuda örnek gösterirler. Oysa Kuran’da başörtüsü kelimesinin geçtiği tek bir ayet dahi bulunmamaktadır.